Текущий номер: #3 — 2024
Архив: #2 — 2024 #1 — 2024 #4 — 2023 #3 — 2023 #2 — 2023 #1 — 2023 #4 — 2022 #3 — 2022 #2 — 2022 #1 — 2022 #4 — 2021 #3 — 2021 #2 — 2021 #1 — 2021 #5 — 2020 #4 — 2020 #3 — 2020 #2 — 2020 #1 — 2020 #4 — 2019 #3 — 2019 #2 — 2019 #1 — 2019
Лингвистические особенности научной терминологии тюркских языков в сравнительном аспекте
ÖZET
Terimler, bir bilim alanındaki uzmanlar arasında etkin bir iletişim sağlamak için gereken leksik unsurlardır. Dilbilim Sözlüğü, terimi “belli bir konu alanında özel bir anlamı olan sözcük” olarak tanımlar ve terimlerin uzmanlar arasında “anlam bulanıklığını” önlediğini, “kavramların saydamlaşmasını ve tekanlanlamlığını” sağlayarak “uzmanlık alanındaki konuların düzenlenmesinde, bilginin biçimlendirilmesinde ve ona ulaşılmasında” rol oynadığını dile getirir [İmer, Kocaman, Özsoy, 2011, S. 240].
Türk dilleri XIX. yüzyıla kadar aynı kültürel çerçevede geliştiği için bu çalışmada ele alınacak Türk dillerindeki (Azerbaycan Türkçesi, Kazakça, Tatarca, Türkiye Türkçesi, Özbekçe) bilimsel terminolojinin de XIX. yüzyıla kadar aynı gelişme evrelerinden geçtiğini söylemek mümkündür. X. yüzyıla kadar toplumsal hayat tarzları, dinî inançlar çerçevesinde farklı terminolojik söz varlıklarının geliştiği günümüze kadar gelebilen belgelerden anlaşılsa da bu yüzyıldan itibaren Türk halkları arasında İslâmlığın yayılmasıyla birlikte esasen Arapça temelli bilim terminolojisi yerleşmeye başlamış, bu ortak İslâmî bilim terminolojisi XIX. yüzyılın ortalarına kadar birçok bilim dalında varlığını sürdürmüştür. XX. yüzyılın başlarında Batı modernizminin yayılması sonucunda Türk halklarının kültürlerinde Doğudan Batıya yönelme gözlenmektedir. Bu yönelişin önemli unsurlarından biri de Batıda gelişen bilim ve teknoloji birikiminin öğrenilmesi ve adaptasyonu olmuş; bu süreç bilim terminolojisinin de alınmasını gerekli kılmıştır. Bu dönemin fikrî ve siyasî tartışmaları içinde bilim terminolojisinin aynen aktarılması veya Türk dilinin kendi imkânları içinde karşılanması konusunda birçok tartışmalar yapılmış [Levend, 1972], XX. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren gelişen siyasi şartlar içinde farklı çözümler uygulanmıştır.
Bu çalışmada XX. yüzyılın başlarından günümüze kadar olan süreçte Türk dillerinde terim yapma konusunda hangi yolların takip edildiği ana hatlarıyla değerlendirilecektir.
1922 yılında Sovyetler Birliği’nin ve 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Türk dillerinin gelişimi farklı yollardan gitmiş ve terimbilimin gelişme süreçleri de farklılaşmaya başlamıştır. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde terimbilim, 1932’den itibaren başlatılan Türk Dil Devrimi süreci çerçevesinde gelişmiştir. Bu dönem içinde Arapça ve Farsçanın Türkiye Türkçesi üzerindeki etkisi azaltılmış, Türkçe köklerden Türkçe eklerle terim türetilmiş; kimi zaman da Latin – Grek menşeli terimler alınmıştır. Sovyetler Birliği’ndeki Türk dillerinde ise terim standartlaşma çalışmaları başlamıştır. Baskakov [1959]’a göre Azerbaycan Türkçesi, Kazakça, Tatarca ve Özbekçe gibi Türk dillerinde ana dil kullanımı orta öğretim ile sınırlı olduğu için bu dillerde tüm bilim alanlarında terminoloji geliştirilmesi zorunlu değildi. İhtiyaç duyulan sosyo-politik ve ilmi-teknik terminolojiye ek olarak söz konusu Cumhuriyetin ekonomisi veya kültüründe geniş bir şekilde temsil edilen özel alanlar için terminoloji geliştirilmesi yeterliydi, mesela Özbekistan’da pamuk ve ipekböceği yetiştiriciliği, Azerbaycan’da petrol, Kazakistan’da sığır yetiştiriciliği gibi. Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin kavrama tekabül ettiği durumlarda bu kelimeler terim olarak bırakılsa da Türk dillerine Rus dilinden ve Rus dili aracılığıyla Batı dillerinden pek çok yeni terim girmiştir. Bu alıntı terimler Türk dillerinin kurallarına uyularak alınmış olsa da bu süreç içinde terimlerle birlikte bazı yapım ekleri de ödünçlenmiş; Türk yapım ekleri nadir kullanılmıştır.
Bu çalışmada yer alan beş Türk dilinden dördü (Azerbaycan Türkçesi, Kazakça, Tatarca ve Özbekçe) terminoloji geliştirme sürecinde Sovyet politikalarına paralel olarak Rusçadan etkilenmiş olduğundan, Rus dilindeki terim oluşturma yöntemlerinin gözden geçirilmesi önemlidir. Rus terimbilimci S. Grinev-Grineviç [2008] terim oluşturma yöntemlerini dört başlık altında toplamış olup bunlar, semantik, morfolojik, sentaktik ve morfo-sentaktik yöntemlerdir Azerbaycanlı bilim adamı Gasımov [1973], terim oluşturma yöntemlerinin sözcük türetme prensiplerine benzediğini dile getirerek, Azerbaycan dilinde beş terim oluşturma yolunu göstermektedir: 1) semantik yol; 2) morfolojik yol; 3) sentaktik yol; 4) kopya (yabancı dilden terimi birebir çevirme); 5) kısaltma. S. Sadıqova [2005] da Azerbaycan dilinde aynı terim oluşturma yöntemlerini vermektedir.
Tatarcada bilişim terimleri üzerine yapılan çalışmada 5 terim yapma yöntemi sıralanmıştır: 1) dilin mevcut söz varlığındaki sözcükleri terim olarak kullanma; 2) dilin iç kaynakları temelinde terimler oluşturma (kök+ek; kök+kök); 3) diğer Türk dillerinden terim alma; 4) Türkçe dışındaki dillerden terim alma; 5) çeviri (kopya) yoluyla terim oluşturma [Сулейманов, Галимянов, 2013].
Kazakçada altı temel terim oluşturma yöntemi mevcuttur: 1) semantik (Kazakça sözcüklerin terim kavramını açıklamak için kullanılması); 2) morfolojik yöntem; 3) sentaktik yöntem; 4) kısaltma; 5) kopya; 6) ödünçleme [Айтбайулы, 2014].
Минсафина Алина Ильдаровна, Хаяти Девели, Стамбульский университет